Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
up-and-down
respirador de media caara
become prevalent
contumeliousness
coalescence
line on
Geçmiş
Cümleler
"line on"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
line on
i.
-in iletişim bilgisi
"line on"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 313 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
on the line
s.
tehlikede
Our ability to work together in Europe is also clearly
on the line.
Avrupa'da birlikte çalışma kabiliyetimiz de açıkça
tehlikede.
More Sentences
2
Genel
on the line
zf.
hatta
Is anybody
on the line?
Hatta
kimse var mı?
More Sentences
Computer
3
Bilgisayar
on-line
s.
çevrimiçi
The Commission has conducted an
on-line
survey of new approach stakeholders.
Komisyon, yeni yaklaşım paydaşlarına yönelik
çevrimiçi
bir anket düzenlemiştir.
More Sentences
General
4
Genel
on-line carrier
i.
sistemi yer ayırtmada kullanılan taşıyıcı
5
Genel
on-line carrier
i.
on-line taşıyıcı
6
Genel
on-line bibliographic searching
i.
online bibliyografik tarama
7
Genel
the voice on the end of the line
i.
telefonun diğer ucundaki ses
8
Genel
the voice on the other side of the line
i.
telefonun ucundaki ses
9
Genel
the voice on the other side of the line
i.
telefonun öteki ucundaki ses
10
Genel
the voice on the end of the line
i.
telefonun öteki ucundaki ses
11
Genel
the voice on the end of the line
i.
telefonun ucundaki ses
12
Genel
the voice on the other side of the line
i.
telefonun diğer ucundaki ses
13
Genel
put on the line
f.
tehlikeye atmak
14
Genel
put on the line
f.
riske atmak
15
Genel
get a line on
f.
hatta kalmak
16
Genel
get a line on
f.
bilgi almak
17
Genel
be on the line
f.
risk altında olmak
18
Genel
be on the line
f.
tehlikede olmak
19
Genel
put one's life on the line
f.
hayatını riske atmak
20
Genel
put one's life on the line
f.
hayatını riske sokmak
21
Genel
wait on a line
f.
kuyrukta beklemek
22
Genel
wait on a line
f.
sırada beklemek
23
Genel
on line
s.
bağlantılı
24
Genel
on line
s.
onlayn
25
Genel
on-line
s.
çevrim-içi
26
Genel
on-line
s.
onlayn
27
Genel
on-line
s.
çevrim içi
28
Genel
on the line
s.
göz hizasında olan
29
Genel
on the line
s.
herkesin önünde ve tehlikede olan
30
Genel
on the line
s.
iki kategori arasındaki sınırda bulunan
31
Genel
on the line
s.
acil
32
Genel
on the line
s.
acele
33
Genel
on the line
s.
fuhuş batağında olan
34
Genel
on-line
s.
telekomünikasyon hatları üzerinden elektronik bilgi aktaran kuruluşa ait veya ilişkin
35
Genel
on-line
s.
ilerleme halinde olan
36
Genel
on-line
s.
işlenmekte olan
37
Genel
on-line
s.
faalken veya aktif hizmetteyken yapılan
38
Genel
on-line
s.
faalken veya aktif hizmetteyken tamamlanan
39
Genel
on-line
s.
ana güzergahlar üzerinde yer alan
40
Genel
on-line
s.
demiryolları üzerinde yer alan
41
Genel
on a line
zf.
bir sırada
42
Genel
on a line
zf.
aynı hizada
43
Genel
on the line
zf.
kuyrukta
44
Genel
on the line
zf.
sırada
45
Genel
on the line
zf.
telefonda
46
Genel
on the line
zf.
çizgide
47
Genel
on line [us]
zf.
kuyrukta
48
Genel
on line [us]
zf.
bekleme sırasında
49
Genel
on line [us]
zf.
sırasını bekleyerek
50
Genel
on line
zf.
faal durumda
51
Genel
on line
zf.
işlem aşamasında
52
Genel
on line
zf.
yürürlükte
53
Genel
on line
zf.
sırada
54
Genel
on line
zf.
bir hizada
55
Genel
on the line
zf.
göz hizasında
56
Genel
on the line
zf.
herkesin önünde ve tehlikede
57
Genel
on the line
zf.
iki kategori arasındaki sınırda
58
Genel
on the line
zf.
derhal
59
Genel
on the line
zf.
hemen
60
Genel
on the line
zf.
gecikmeden
61
Genel
on the line
zf.
fuhuş batağında
62
Genel
on-line [us]
zf.
kuyrukta
63
Genel
on-line [us]
zf.
bekleme sırasında
64
Genel
on-line [us]
zf.
sırasını bekleyerek
Phrasals
65
Öbek Fiiller
line up on something
f.
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak
66
Öbek Fiiller
line up on
f.
-in üzerinde sıralanmak
67
Öbek Fiiller
line up on
f.
'-in üzerinde sıraya girmek
68
Öbek Fiiller
line up on
f.
'-in üzerinde dizilmek
69
Öbek Fiiller
line up on
f.
boyunca sıralanmak/dizilmek
70
Öbek Fiiller
line up on
f.
-in üzerinde sıralamak
71
Öbek Fiiller
line up on
f.
'-in üzerinde sıraya sokmak
72
Öbek Fiiller
line up on
f.
'-in üzerinde dizmek
73
Öbek Fiiller
line up on
f.
boyunca sıralamak/dizmek
74
Öbek Fiiller
line up on
f.
-in üzerine sıralamak
75
Öbek Fiiller
line up on
f.
'-in üzerine dizmek
Colloquial
76
Konuşma Dili
put one’s life on the line
f.
hayatını tehlikeye atmak
77
Konuşma Dili
put one’s life on the line
f.
hayatını riske atmak
78
Konuşma Dili
on a line
expr.
kuyrukta
79
Konuşma Dili
on a line
expr.
sırada
80
Konuşma Dili
who is on the line?
expr.
telefondaki/arayan kim?
Idioms
81
Deyim
cash on the line
i.
peşin
82
Deyim
dead cat on the line
i.
yanlışlık
83
Deyim
dead cat on the line
i.
yanlış
84
Deyim
a dead cat on the line
i.
yanlışlık
85
Deyim
a dead cat on the line
i.
yanlış
86
Deyim
a dead cat on the line
i.
ters/yanlış giden bir şey
87
Deyim
a line on (someone or something)
i.
(birinin/bir şeyin) iletişim bilgisi
88
Deyim
line on someone or something
i.
birine/bir şeye yardımı dokunacak birini bulmak için bir fikir
89
Deyim
line on someone or something
i.
birine/bir şeye yardımı dokunacak biriyle bağlantı
90
Deyim
line on someone or something
i.
birini/bir şeyi kafasında oturtacak bir öneri/fikir
91
Deyim
line on someone or something
i.
bir konuda bilgi/yardım almak için bir fikir/bağlantı
92
Deyim
go on line [us]
f.
devreye girmek
93
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermeye başlamak
94
Deyim
go on line [us]
f.
çalışır hale gelmek
95
Deyim
go on line [us]
f.
işlemek
96
Deyim
go on line [us]
f.
kullanılmaya başlamak
97
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermek
98
Deyim
come on line [us]
f.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
99
Deyim
come on line [us]
f.
kullanıma hazır olmak
100
Deyim
come on line [us]
f.
piyasaya sürülmek
101
Deyim
go on line [us]
f.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
102
Deyim
go on line [us]
f.
kullanıma hazır olmak
103
Deyim
go on line [us]
f.
piyasaya sürülmek
104
Deyim
put it on the line
f.
açık ve net söylemek
105
Deyim
lay it on the line
f.
açık ve net söylemek
106
Deyim
sign on the dotted line
f.
anlaşmak
107
Deyim
sign on the dotted line
f.
anlaşmaya varmak
108
Deyim
be on the firing line
f.
ateş hattında olmak
109
Deyim
put one's neck on the line
f.
büyük bir riske girmek
110
Deyim
have a line on
f.
bir konuda bilgi edinmek
111
Deyim
put it on the line
f.
bir şeyi riske atmak
112
Deyim
put something on the line
f.
bir şeyi riske atmak
113
Deyim
get a line on
f.
bir konuda bilgi almak
114
Deyim
have a line on
f.
bir konuda bilgi almak
115
Deyim
get a line on
f.
bir konuda bilgi edinmek
116
Deyim
put something on the line
f.
dobra dobra konuşmak
117
Deyim
lay something on the line
f.
dobra dobra konuşmak
118
Deyim
have a line on
f.
gerekli bilgiye ulaşmak
119
Deyim
put neck on the line
f.
hayatını tehlikeye atmak
120
Deyim
get a line on
f.
gerekli bilgiye ulaşmak
121
Deyim
put neck on the line
f.
hayatını riske atmak
122
Deyim
have a line on
f.
gerekli bilgilere ulaşmak
123
Deyim
get a line on
f.
gerekli bilgilere ulaşmak
124
Deyim
sign on the dotted line
f.
imzayı basmak
125
Deyim
sign on the dotted line
f.
imzalayarak onaylamak/kabul etmek
126
Deyim
put it on the line
f.
kesin olarak ifade etmek
127
Deyim
put one's neck on the line
f.
kendini tehlikeye atmak
128
Deyim
lay it on the line
f.
kesin olarak ifade etmek
129
Deyim
put one's neck on the line
f.
kendini ateşe atmak
130
Deyim
put neck on the line
f.
riske girmek
131
Deyim
lay on the line
f.
riske sokmak
132
Deyim
hold the line on something
f.
sabitlemek
133
Deyim
put it on the line
f.
riske atmak
134
Deyim
lay on the line
f.
riske atılmak
135
Deyim
lay on the line
f.
riske girmek
136
Deyim
lay on the line
f.
para bağlanmak
137
Deyim
lay on the line
f.
riske atmak
138
Deyim
be on the line
f.
telefonda olmak
139
Deyim
lay on the line
f.
tehlikeye atmak
140
Deyim
somebody's butt is on the line
f.
topun ağzında olmak
141
Deyim
put it on the line
f.
tehlikeye atmak
142
Deyim
lay on the line
f.
tehlikeye sokmak
143
Deyim
be on the line
f.
telefonla konuşmak
144
Deyim
somebody's ass is on the line
f.
topun ağzında olmak
145
Deyim
put one's reputation on the line
f.
ününü riske atmak
146
Deyim
put one's reputation on the line
f.
ününü/şöhretini/namını tehlikeye atmak
147
Deyim
lay (one's) life on the line
f.
hayatını tehlikeye atmak
148
Deyim
lay (one's) life on the line
f.
hayatını riske atmak
149
Deyim
lay (one's) life on the line
f.
hayatı pahasına bir şeyi yapmak
150
Deyim
take a firm line (on or against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
151
Deyim
take a firm line (on or against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
152
Deyim
take a firm line (on or against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
153
Deyim
take a firm line (on or against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
154
Deyim
take a firm line (on or against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
155
Deyim
take a firm line/stand (on/against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
156
Deyim
take a firm line/stand (on/against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
157
Deyim
take a firm line/stand (on/against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
158
Deyim
take a firm line/stand (on/against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
159
Deyim
take a firm line/stand (on/against something)
f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
160
Deyim
get a line on someone [us]
f.
biri hakkında bilgi almak
161
Deyim
get a line on someone [us]
f.
biri hakkında bilgi edinmek
162
Deyim
get a line on someone [us]
f.
biri hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
163
Deyim
get a line on someone [us]
f.
biri hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
164
Deyim
have a line on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek
165
Deyim
have a line on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak
166
Deyim
have a line on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
167
Deyim
have a line on (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
168
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) riske atmak
169
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) tehlikeye atmak
170
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeye) para bağlanmak
171
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) bir şey uğruna tehlikeye/riske sokmak
172
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) feda etmek
173
Deyim
lay (something) on the line
f.
dobra dobra konuşmak
174
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) dobra dobra söylemek
175
Deyim
lay (something) on the line
f.
(bir şeyi) açık açık/açıkça söylemek
176
Deyim
put (oneself) on the line
f.
(kendini) tehlikeye atmak
177
Deyim
put (oneself) on the line
f.
(kendini) riske atmak
178
Deyim
put your neck on the line [uk]
f.
büyük bir riske girmek
179
Deyim
put your neck on the line [uk]
f.
kendini tehlikeye atmak
180
Deyim
put your neck on the line [uk]
f.
kendini ateşe atmak
181
Deyim
put yourself on the line
f.
kendini tehlikeye atmak
182
Deyim
put yourself on the line
f.
kendini riske atmak
183
Deyim
lay yourself on the line
f.
kendini tehlikeye atmak
184
Deyim
lay yourself on the line
f.
kendini riske atmak
185
Deyim
walk on a thin line between (something) and (something else)
f.
(bir şeyle başka bir şey) arasında ince bir çizgi üzerinde yürümek/ilerlemek
186
Deyim
on the dotted line
zf.
tamamen mutabık kalarak
187
Deyim
on the dotted line
zf.
tam anlaşma ile
188
Deyim
on the dotted line
zf.
sorgusuz sualsiz mutabakat sağlayarak
189
Deyim
on the firing line
expr.
ateş hattında
190
Deyim
on the firing line
expr.
eleştirilerin hedefinde
191
Deyim
on the front line of something
expr.
ön saflarında
192
Deyim
cash on the line
expr.
peşin (ödeme)
193
Deyim
dead cat on the line
expr.
ters giden (bir şeyler)
194
Deyim
on the front line
expr.
ön saflarda
195
Deyim
on the front line
expr.
görünür işlerde
196
Deyim
on the front line
expr.
eleştirilerin ilk hedefinde
197
Deyim
on the front line
expr.
şikayetlerin ilk hedefinde
Speaking
198
Konuşma
he's on line one
expr.
birinci hatta
199
Konuşma
do not step on the line
expr.
çizgiye basmayın
200
Konuşma
it's your friend on the line
expr.
telefondaki arkadaşın
201
Konuşma
it's your mother on the line
expr.
telefondaki annen
202
Konuşma
it's your father on the line
expr.
telefondaki baban
203
Konuşma
who's on the line?
expr.
telefondaki/arayan kim?
Trade/Economic
204
Ticaret/Ekonomi
on-line processing
i.
anında işleme yöntemi
205
Ticaret/Ekonomi
on-line processing
i.
elektronik işlem
206
Ticaret/Ekonomi
on-line
i.
elektronik işlem
207
Ticaret/Ekonomi
number of on-line branches
i.
on-line sistemine dahil şube sayısı
208
Ticaret/Ekonomi
on-line
s.
bilgisayar ağı ile
209
Ticaret/Ekonomi
on-line
s.
trafik yolu üzerinde
210
Ticaret/Ekonomi
on the line
zf.
hemen ödemeye hazır
Institutes
211
Kurum/Kuruluş
european chronicles on-line
i.
görsel ve sayısal kaynakların özetlerini bünyesinde barındıran internet erişimli kütüphane
Technical
212
Teknik
on-line equipment
i.
bağlı işlem teçhizatı
213
Teknik
on-line peripheral equipment
i.
bağlı çevre birimi
214
Teknik
on-line operation
i.
bağlı işlem
215
Teknik
on-line system
i.
bağlı sistem
216
Teknik
on-line data processing
i.
çevrim-içi bilgi işlem
217
Teknik
on-line typewriter
i.
çevrim-içi daktilo
218
Teknik
on-line programming
i.
çevrim-içi programlama
219
Teknik
on-line equipment
i.
çevrim-içi donatı
220
Teknik
on-line storage
i.
çevrim-içi bellek
221
Teknik
on-line real time system
i.
çevrim-içi gerçek zaman sistemi
222
Teknik
on-line unit
i.
çevrim-içi birim
223
Teknik
on-line test facilities
i.
çevrim-içi deneme olanakları
224
Teknik
on-line computer system
i.
çevrim-içi bilgisayar sistemi
225
Teknik
on-line data reduction
i.
çevrim-içi veri azaltımı
226
Teknik
on-line working
i.
çevrim-içi çalışma
227
Teknik
on-line processing
i.
çevrim-içi işlem
228
Teknik
on-line system
i.
çevrim-içi dizge
229
Teknik
guided type fall arrester on a flexible anchorage line
i.
esnek bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
230
Teknik
on-line central file
i.
hatta-bağlı merkezi dosya
231
Teknik
hit on the line
i.
hatta açılma
232
Teknik
on-line data reduction
i.
hatta veri azaltımı
233
Teknik
on-line equipment
i.
hattaki ekipman
234
Teknik
on-line treatments
i.
işletim dizisindeki işlemler
235
Teknik
non-removable rectangular contact on the centre-line
i.
merkez çizgide sabit dikdörtgensel temas
236
Teknik
guided type fall arrester on a rigid anchorage line
i.
sert bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
237
Teknik
on-line roll
i.
takılı merdane
238
Teknik
on line
i.
yağ geçit borusu
239
Teknik
on-line
s.
kodlamasının tümü veya bir kısmı ile bağlı olan üniteleri teçhiz eden (bilgisayar ağı)
240
Teknik
on-line
s.
video programının son kurgusuna ait
241
Teknik
on-line
s.
video programının son kurgusu ile ilişkili
Computer
242
Bilgisayar
america on-line
i.
aol
243
Bilgisayar
on-line equipment
i.
çevrimiçi donatım
244
Bilgisayar
on-line help
i.
çevrimiçi açıklama
245
Bilgisayar
on-line central file
i.
çevrim-içi özeksel kütük
246
Bilgisayar
on-line data collection
i.
çevrimiçi veri toplama
247
Bilgisayar
on-line testing
i.
çevrimiçi sınama
248
Bilgisayar
on-line encryption
i.
çevrimiçi kriptolama
249
Bilgisayar
on-line documentation
i.
çevirim içi dokümantasyon
250
Bilgisayar
on-line documentation
i.
çevirimiçi dokümantasyon
251
Bilgisayar
on-line volume
i.
çevrim içi oylum
252
Bilgisayar
on-line encrypting
i.
çevrimiçi kriptolama
253
Bilgisayar
simultaneous peripheral operation on-line
i.
çevrimiçi çevre birimi eşzamanlı işlemi
254
Bilgisayar
on-line help
i.
çevrim içi yardım
255
Bilgisayar
on-line assistance/help
i.
çevirimiçi destek/yardım
256
Bilgisayar
on-line help
i.
çevrimiçi yardım
257
Bilgisayar
on-line assistance/help
i.
çevirim içi destek
258
Bilgisayar
on-line led
i.
görevde ışığı
259
Bilgisayar
hit on the line
i.
hatta açılma
260
Bilgisayar
on-line assistance
i.
online destek
261
Bilgisayar
on-line region of cyberspace
i.
siber uzayın sürekli ağ üzerinde olan bölümü
262
Bilgisayar
on-line database
i.
bilgisayarlarla erişilebilen veri tabanı
263
Bilgisayar
on-line database
i.
çevrimiçi veri tabanı
264
Bilgisayar
on-line
s.
bilgisayarla birlikte çalışan
265
Bilgisayar
on-line
s.
çevirim içi
266
Bilgisayar
on-line
s.
hatta bağlı
267
Bilgisayar
on-line
s.
hatta-bağlı
268
Bilgisayar
on-line
s.
ticari bir elektronik bilgi hizmeti veya internet aracılığıyla bilgisayarı diğer bilgisayarlara veya bilişim ağlarına bağlanmış olan
269
Bilgisayar
on-line
zf.
bilgisayarla
270
Bilgisayar
on-line
zf.
bilgisayar ağı üzerinden
271
Bilgisayar
on-line real time
expr.
çevrimiçi gerçek zamanda
272
Bilgisayar
on line
expr.
hat üzerinde
Informatics
273
Bilişim
on-line help
i.
çevrimiçi yardım
274
Bilişim
simultaneous peripheral operation on-line
i.
disk üzerinden çevre birimi işletimi
Telecom
275
Telekom
on line services
i.
çevrim içi hizmetler
276
Telekom
on-line conference
i.
çevirim içi konferans
277
Telekom
on line services
i.
çevrimiçi hizmetler
278
Telekom
simultaneous peripheral operations on line
i.
eş zamanlı çevirimiçi çevresel işlemler
279
Telekom
on-line services
i.
on-line hizmetler
280
Telekom
stay on the line
f.
hatta kalmak
281
Telekom
on-line
s.
çevrim içi
282
Telekom
please stay on the line
expr.
lütfen hatta kalınız
Electric
283
Elektrik
on-line equipment
i.
bağlı donanım
284
Elektrik
on-premise line
i.
bina içi hat
Automotive
285
Otomotiv
on-line
s.
bağlantılı
Transportation
286
Ulaştırma
on-line
s.
ana güzergahlar üzerinde yer alan
287
Ulaştırma
on-line
s.
demiryolları üzerinde yer alan
Aeronautic
288
Havacılık
on-course line
i.
rota çizgisi
289
Havacılık
on-line input
i.
veri giriş bağlantısı
Military
290
Askeri
cipher on-line
i.
on-line kriptolama
291
Askeri
on-line
s.
hatta bağlı
292
Askeri
guides on line
expr.
irtibat erleri ileri! komutu
Sport
293
Spor
on the line
zf.
sahadaki çizginin üzerinde
294
Spor
on the line
zf.
saha sınırları içinde
Slang
295
Argo
put (one's) butt on the line
f.
kendini tehlikeye/riske atmak
296
Argo
put (one's) butt on the line
f.
tehlikeye/riske girmek
297
Argo
put (one's) butt on the line
f.
elini taşın altına sokmak
298
Argo
put (one's) butt on the line
f.
paçayı kaptıracak olmak
299
Argo
put (one's) butt on the line
f.
maçası sıkışacak olmak
300
Argo
put (one's) ass on the line
f.
büyük bir riske girmek
301
Argo
put (one's) ass on the line
f.
büyük bir risk almak
302
Argo
put (one's) ass on the line
f.
büyük bir tehlikeye girmek
303
Argo
put (one's) ass on the line
f.
kendini ateşe atmak
304
Argo
put (one's) ass on the line
f.
büyük bir sorumluluk altına girmek
305
Argo
put (one's) ass on the line
f.
kendini tehlikeye atmak
306
Argo
put your ass on the line [us]
f.
büyük bir riske girmek
307
Argo
put your ass on the line [us]
f.
kendini tehlikeye atmak
308
Argo
put your ass on the line [us]
f.
kendini ateşe atmak
309
Argo
on the line (l.a. county jail)
expr.
satılık
310
Argo
(one's) ass is on the line
expr.
(biri) topun ağzında
311
Argo
(one's) ass is on the line
expr.
(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede
312
Argo
(one's) butt is on the line
expr.
(biri) topun ağzında
313
Argo
(one's) butt is on the line
expr.
(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of line on
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy